İzmir Deprem Master Planı Yapılacak
İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Deprem Master Planı Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada, “İzmir’de ne zaman deprem olacak bilemeyiz, bu arada ne yapacağız? Kökünden bina yıkma, yapma sürecini İzmir ölçeğinde yetiştiremeyiz. Ara çözümler üretmemiz lazım. Belediye Başkanı olarak bunlarla ilgili çalışmaları kapsam içine aldığımız deprem master planı istiyorum” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından, İzmir Deprem Master Planı Çalıştayı düzenlendi. Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde düzenlenen çalıştaya İzmir milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, sivil toplum kuruşları temsilcileri katıldı. Çalıştayın açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “30 Ekim 2020 depreminden sonra 4 yıl geçti, 6 Şubat’ta korkunç bir depremi ülke olarak yaşadık. Onun da bize gösterdiği pek çok şey oldu. Sorumuz şu; o günden bugüne depremle ilgili dirençliliğimizi ne kadar arttırdık? Olası bir deprem durumunda yaşanacak sorunlara ne kadar hazırlıklıyız? Bu sorunun cevabını hepimizin endişe edebileceği bir cevap. Yapılması gereken mevzuat değişiklikleri yapıldı mı? Almamız gereken kararları aldık mı, elde edilmesi gereken verileri yeterince hızlı ve kapsamlı olarak aldık mı? Bunları analiz ettik ve olası risklere karşı daha dirençli hale geldik mi? Mutlaka bir şeyler yapıldı. Ama görünen o ki yapılanlar yetersiz” dedi.
‘TAMAMEN YENİ BİR MASTER PLANI ÇALIŞMASI YAPACAĞIZ’
Deprem Master Planı çalışmasının yeni bir çalışma olacağını söyleyen Başkan Tugay, “Çünkü 1990’da yapılan bugün için güncelliğini kaybettiğine dair pek çok veri var elimizde. O yüzden tamamen yeni bir master planı çalışması yapacağız gibi görünüyor. Çünkü 1999’dan bugüne İzmir çok değişti. Pek çok yeni altyapı ve üst yapı ulaşım hatları eklendi. Bunlar ne kadar master planı çerçevesinde yapıldı onu da değerlendirmek gerekir. Ama bir yerden sonra bir şeyleri hakkıyla, en iyi şekilde yapmak zorunda olduğumuz inancıyla bu çalışmayı yapmak istiyoruz” dedi.
Başkan Tugay, “Yakın zamanda yaşanan, bugün hepimizin en fazla canını sıkan körfez konusunda da aynı şeyi bu konuda da aynı şeyi söyledim. Bu ülke artık siyaset üzerinden falanca kurum, filanca merkezi yönetim, filanca yerel yönetim deyip kendini ayırma hatasından acilen vazgeçmeli. Bu ülke kaynakları kullanılıyor. Ülkemizin çok değerli yöneticileri, bilim insanları, pek çok çalışma yapıyor. Ama bir şekilde ayrıştırılıyorlar. Farklı iki ülke varmış da iki ayrı ülkede iki ayrı çalışma yapılıyormuş gibi yapılıyor. İnsanların ‘benim küçük iktidar alanlarım olsun, oralarda da başarılar tamamen bana ait olsun’ anlayışında en azından deprem gibi afetler gibi konularda acilen vazgeçmesi gerektiğini düşünüyorum. İklim kriziyle mücadele ederken de deprem ile ilgili hazırlık yaparken de siyaset üzerinden, kurumlar üzerinden ayrışma olmaz. Çok rica ediyorum herkes kendine gelsin. İş birliğiyle çok daha hızlı yol alınabilir” diye konuştu.
‘YENİ DEPREMLER MUTLAKA OLUŞACAK’
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu vurgulayan Başkan Tugay, “Her gün bir yerlerde ufak tefek depremler oluyor. Ama özellikle İstanbul, İzmir’deki fay hatları yeni büyük depremler mutlaka üretecek, bunun kaçışı yok. İzmir’in depremselliğiyle ilgili geçmişte yapılan konuşmalar ve çalışmalardan anlıyoruz ki 6,5-7 şiddetinde deprem üretmeye müsait fay hatlarımız var. Kuzey Afrika ana karası kuzeye doğru, bize doğru kaymaya devam ettikçe basınç arttıkça bir yerlerden kırılacak ve yeni depremler mutlaka oluşacak. Bu kaçınılmaz. Kat sayısını önce 5’e düşür, birkaç yıl sonra 8’e çıkar anlayışıyla yönetilmeyi hak etmeyen insanlar yaşıyor bu ülkede. Mevzuat öyle bir mevzuat ki bir binanın depreme dayanıksızlığını tanımlamak yetersiz. Karşıyaka’da bina incelemelerinde şunu gördük ki betonarme yapısı sağlam olan binalar var. Sahipleri
‘Binamız sağlam’ diye düşünüyor. Oysa zemin altında temelde yapılması gereken çalışmanın yeterli yapılmadığını, korozyon etkisiyle yıpranma olduğunu, riskli binalar olduğunu biz anladık. Vatandaşı bir türlü ikna edemedik. Hata şu; sözlü olarak ikna etmeye çalışıyoruz. Oysa mevzuatta net karşılığı olması lazım. Nasıl ölçülecek, nasıl denetlenecek? Nasıl net olarak anlaşılacak? Problemin var olduğu anlaşıldıktan sonra kendi aranızda anlaşın denmeyecek. İnsanlara yardımcı olunacak” ifadelerinde bulundu.
Başkan Tugay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim için çok büyük üzüntü kaynağıdır ki 30 Ekim 2020 depreminden sonra bu şehirde ağır ve orta hasarlı binalara emsal artış vermek zorunda kaldık. Çünkü başka hiç kimsenin yardım niyeti yoktu. Büyükşehir Belediyesi’nde o zaman gücünü aşan bir sorundu ve hani öylesine tuhaf bir eleştiriye maruz kaldı ki ‘Çözüm üretin’ diye, yapabileceği tek şeyi yaptı, emsal artış verdi. Doğru muydu, değildi. Bugün de özellikle bozuk zeminli yerlerde, temel bina üst yapısı arasındaki ilişkinin doğru hesaplanmadığını düşündüğüm bugünkü şartlarda binalara emsal artış verip katlarını yükseltmek şehrimizin özellikle bazı bölgeleri için vahim bir hatadır. Arsanın sahibi, ortağı olabilirsiniz mülkiyet hakkına sonuna kadar saygı duyuyorum. Ama olası bir depremde eğer o bina yıkılır ve altında kalırsanız bizim açıklayamayacağımız bir durum olur. O yüzden belediyeden ne istediğinizin farkında olun, bilinçli olun.”
‘BU DÖNEM BİR ŞEYLERİ DEĞİŞTİRMENİN VE DÜZELTMENİN DÖNEMİ OLSUN’
“Popülizm, oy avcılığı, seçimleri kazanmak seçim başarılarını etmek çok iyi, çok güzel. Peki ya yıllardır çözemediğiniz sorunlar?” diyen Başkan Tugay, “Bunu sadece İzmir için söylemiyorum. Türkiye için söylüyorum. İnsanların gözünü boyayarak nereye kadar gelebilirsiniz, olmaz böyle bir şey. Buna İzmir’in halkının, bilim insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının, kurumlarının ‘Hayır’ demesini rica ediyorum. Bundan sonra doğru olduğuna inandığınız şeylerin arkasında duralım, doğruları yapalım. Belediye başkanı olarak bunun sözünü verdim, veriyorum. Doğru neyse onun arkasında olacak ve doğru şeyin yapılması için çaba göstereceğim. Bu dönem bir şeyleri değiştirmenin ve düzeltmenin dönemi olsun. Bu dönem her zaman İzmir’in o bilinen takdir edilen bilincinin gün yüzüne çıktığı dönem başlıyor. Söylenen yalanlara kimse inanmasın. Kim yalan söylüyorsa onun yalan söylemiş hepimiz bilelim, görelim, anlayalım. Doğru şeyler yapalım. Bize yakışanı yapalım. O yüzden bu toplantı da bundan sonra yapılacak her türlü çalışma da gerçekten bir sonuca varmak için bir amaca ulaşmak için yapılacak işler olacaktır. Bunların hiçbirisi için lütfen şüphe olmasın. Yani kanun değişikliği bekliyoruz, mevzuat değişikliği bekliyoruz diyerek de durmayacağız. Yapmayanlar kendilerinin sorumluluğudur ve inşallah yaşanmaz ama kötü bir olay yaşanmışsa onların utancı olmalıdır. İmar aflarında olduğu gibi. Ben diyorum ki onlar da kapattıkları kulaklarını açsınlar. Hep beraber insanlarımızın o yıkılan binalar altında ölmesine, sakat kalmasına izin vermeyelim” dedi.
‘YA HEP YA HİÇ DEĞİL’
“İzmir’de kaç tane binanın deprem riski nedeniyle boşaltılması, yeniden yapılması, imar edilmesi bazılarının katlarının azaltılması, bazılarının kolonlarının değiştirilmesi gerekiyor bilmiyorum” diyen Başkan Tugay, şöyle devam etti: “Şunu biliyorum bugün deprem riski yüksek olan, boşaltamadığımız evin kolonlarını yeni tekniklerle güçlendirirsek, belki o bina hasar alacak ama insanlar katlar arasına sıkışmadan hayatını kurtarılabilecek. ya hep ya hiç değil, ara çözümler üretmemiz lazım. İzmir’de ne zaman deprem olacak bilemeyiz. Bu arada ne yapacağız? Kökünden bina yıkma, yapma sürecini İzmir ölçeğinde yetiştiremeyiz. Ara çözümler üretmemiz lazım. Belediye Başkanı olarak bunlarla ilgili çalışmaları kapsam içine aldığımız deprem master planı istiyorum.”
Haber: Seza Nur ALPDÜNDAR- Kamera: Can ÇUBUKÇUOĞLU/ İZMİR,